İnsanlar, değişik nedenlerle kendisini savunurken bir başkasının yardımını isteyebilir. Bunlardan biri olan savunma, karmaşık bir yapıya sahiptir ve içinde pek çok kavram vardır. Olayı kavramak, onun hukuk diline çevirmek, yürürlükteki hukuk kuralları içinde olaya uygun kuralı bulmak, yazmak, sözle anlatmak, istemde bulunmak, gerekli itirazları yapmak, bu kapsamda yapılması gerekenlerin en basit şeklidir. Bireyin bunları yapması, birey ne kadar yetenekli ve birikimli olursa olsun oldukça zordur. Bu karmaşık ve teknik bilgiyi gerektiren yapı içinde bireyin hak kaybı kaçınılmaz hale gelebileceği için, bu işlerin uzmanı sayılan bir avukatın savunmasına gerek bulunmaktadır.

 

Avukat; “kaba gücün yerine merhameti, adaleti, hakkaniyeti koyan, insanoğluna diğerlerinin hakkına, mülkiyetine, hürriyetine saygıyı, vicdan, ifade ve toplanma özgürlüğünü öğreten, yoksulun, mazlumun, dul ve yetimin savunucusudur.” (Lande)

 

“İnsan; avukatı, tutacağı herhangi bir işin istikbalini gösteren ışığı, düştüğü herhangi bir felaketin kurtarıcısı, bir hayatı karanlık görmekten doğan ümitsizlik buhranının gidericisi, yaralanan yüreğinin dermanı, kırılan izzeti nefsinin tamircisi, tehlikede gördüğü hayatının koruyucusu olarak tanır.” (Refik İnce,Avukat,İzmir Barosu Dergisi,1935,s.2)